VUNİ SARAYI

Deniz seviyesinden 250 m. Yükseklikte bir tepenin üzerine kurulu Saray aynı bölgedeki Marion kentinin Pers yandaşı olan kralı tarafından, Soli kentini gözetlemek amacıyla yaptırılmıştır.

Eski kaynaklarda kuruluş efsanesinden bahsedilirken Soli şehrinden önce mevcut olan Aepia şehrinin Vouni'ye denk geldiği tahmin edilmekteydi. Eski Yunanca'da Aepia ile yeni Yunanca'da Vouni kelimelerinin “Dağ tepesi” anlamını taşıması ve yüksek bir yerde kurulu olması itibariyle Vouni şehrinin Aepia şehri olduğu varsayılmıştır. Ancak 1928-1929 yılları arasında Vouni Sarayın'da İsveçli Arkeologlar tarafından gerçekleştitirilen kazıları sonucunda sarayın en eski kalıntılarının M.Ö. 5. yüzyıl başlarına ait olması itibariyle bu görüşün doğru olmadığı anlaşılmıştır. Sarayın ilk yapıldığı devirde doğu özelliği taşıması, sarayın Persler tarafından yaptırılmış olabileceğini ortaya koymaktadır. Ayrıca Vouni Sarayı'nda, erken devir mimarisinde görülen doğulu özellikler itibariyle sarayın Pers egemenliği döneminde yapıldığı anlaşılmaktadır. M.Ö. 449 yılında General Kimon idaresindeki Yunan ordusunun Kition ve Marion'u ele geçirmesi ile Vouni şehri de Yunan hakimiyetine girmiştir. M.Ö. 391 yılında Salamis Kralı Evagoras'ın tüm Kıbrıs'ı idaresi altına almak istemesi üzerine Kition, Amathus ve Soli şehirleri Evagoras'a karşı Perslerden yardım istemek zorunda kalmışlardır. Soli, Perslerle ittifak yapması ile kaybolan politik gücünü yeniden kazanmış, M.Ö. 380 yılında kendini devamlı tehdit eden Vouni şehrini yakıp yıkmış ve bu tarihten sonra bir daha kullanılmamıştır.

 

Sarayın Mimari Özellikleri:

Yapılan kazılar sonucunda sarayda dört inşaa evresine rastlanmıştır. İlk inşaa Pers egemenliği altında, yaklaşık M.Ö. 500 yılında gerçekleşmiştir. Sarayın mimari çekirdeği bu ana evrede şekillenmiştir. Yine Pers yönetimi içinde, M.Ö. 500-450 yıllarında bazı değişiklikler söz konusudur. M.Ö. 450/440 yıllarında ise yapı Yunan yönetimine geçmiş ve köklü bir mimari değişime uğramıştır. M.Ö. 450/440-380 yılları arasında Yunan denetiminde yapılan inşaatlar dördüncü ve son evreyi belirlemiş, saray M.Ö. 380 yılında da yanmış ve terkedilmiştir.   Saray ana hatlarıyla idari bölümler, yatak odaları, erzak depoları, hamamlar ve iş yerlerinden meydana gelmiştir. Şehir, tepeden denize doğru eğimli arazide oluşturulan üç teras üzerine kurulmuştur.

 

Birinci teras (Yukarı Teras): Tepenin en yüksek yerinde olup üzerinde Athena Tapınağı (M.Ö. 5. yüzyıl) bulunmaktadır. Avlu ve ön avlusu olan bu mabedin dikdörtgen planlı esas odasında heykeller ve sunaklar bulunmaktaydı. Güneydoğu odalarının ise hazineleri korumak amacıyla kullanıldığı sanılmaktadır.

 

İkinci Teras (Orta Teras): Saray ile sarayı çevreleyen dini yapılar bu terasta bulunmaktadır. Sarayın 137 odalı olduğu tahmin edilmektedir.İkinci terastan bulunan ve üç yanı odalarla sarılı avlunun ortasında bir sarnıç yer almaktadır. Sarnıcın üstünde çıkrığı tutmak için kullanılan bitmemiş bir kabartmayla süslü olan taşın saraya başka bir yerden getirildiği sanılmaktadır. Sarayın su gereksinimi buradaki gibi kayaya oyulmuş sarnıçlarda biriken yağmur sularıyla karşılanıyordu. Yine bu terasta erzakların depolandığı bazı odalarda içlerine amphoraların oturduğu çukurlar göze çarpmaktadır. Kuzay batı köşesinde bir tuvalet ve derin bir sarnıca rastlanır. Doğu tarafındaki odaların çoğu depodur. Hamamlar da bu cephede bulunmaktadır. Hamamın Roma hamamlarının ilk tam donanımlı örneği olduğu söylenebilir.

 

Üçüncü Teras (Aşağı Teras): Denize doğru uzanan bu terasta temelleri taş ve üstü kerpiçten olan halkın kullandığı yapılar bulunmaktaydı. 1927-1931 yılları arasında İsveç Kazı heyeti tarafından yapılan kazılar sırasında pişmiş topraktan yapılmış ve sarayın yok olduğu yangında siyahlanmış bir testi içinde “Vouni Hazinesi” olarak adlandırılan eşyalar bulunmuştur. Altın ve gümüş bilezikler, işlemeli gümüş kupalar, çoğu Marion bir kısmı da Kition, Lapithos ve Paphos kentlerinin damgasını taşıyan yüzlerce madeni para kazılarda ortaya çıkmıştır.